SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMADA OSB’LERİN ROLÜ

Kalkınma; sosyal, siyasi, kültürel ve ekonomik yaşamda pozitif yönlü köklü değişimleri barındırırken, aynı zamanda dışa bağımlılığın azaltılması veya minimuma indirilmesi olarak tanımlanır. Kalkınma, belirli aralıklarla yapılan ardından ara verilip yeniden başlanılan bir süreç değildir. Kaydedilen sürecin ve aşamanın gerisinde kalmamak için süreklilik isteyen pozitif yönlü ilerlemeleri kapsayan kalkınma, özellikle ekonomik yapıda sürekliliğin sağlanması açısından organize sanayi bölgelerine (OSB) kayda değer görevler düşmektedir. OSB ile ilgili sürece bakıldığında ise ekonomik kalkınma hedefleyen gelişmekte olan ve gelişen ekonomilerde başlaması ve sürekliliğinin sağlanmasında OSB’ler kritik rol üstlenmektedir.

 

OSB’lerin bölge ekonomilerindeki etkinlikleri:

 

Kentleşme süreci içinde OSB’lerin çevreye zarar vermeden sürdürülebilir kalkınma ve sanayileşme modeli olarak uygulanabilirliği gelişen ülkelerin ekonomilerinde belirleyici olmaya devam ediyor. Özellikle üretimde yeni teknolojilerin kullanımı, hem çevrenin korunması hem de verimlilik açısından bir ekonomide olması gereken tüm unsurları kapsayan OSB modelleri; çevre, yatırımcı, çalışan, kent sakinleri, ekonomi açısından önem arz eder.

 

Daha önceki makalelerimizde detaylı şekilde ele aldığımız üzere, bu avantajlar doğası gereği yatırımcılar açısından yerine getirilebilmesi çeşitli maliyetleri de beraberinde getiriyor. OSB’lerde firmaların tek başına katlanamayacakları arıtma maliyetleri, altyapı hizmetleri gibi hem maliyetli hem de zaman alacak hizmetler OSB’lerde ortak bir şekilde giderilmektedir. OSB’lerin arıtma tesislerinin ve altyapı hizmetlerinin ulaşılabilir olması, bunların

çevre dostu teknolojilerle donatılması sürdürülebilir kalkınma açısından kritik önem taşır.

Sürdürülebilir kalkınma hedefi güden ülkelerde, sanayi bölgelerinin çevresel etikleri gerek planlama gerekse işletme sürecinde meydana gelen sorunların da denetim altında tutulması gerekir. Süreklilik arz etmeyen bir yapıda, etkin ve verimli şekilde yönetilmeyen sanayi bölgelerinde çevresel faktörlerin önüne geçilmesi olası değildir. Planlı kalkınma hedefiyle gündeme alınan ve uygulamaya konulan OSB’ler, sanayileşmenin çevreye vereceği öngörülen zararı minimize etmek bakımından önemli alanlardır. Sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi ve uygulama ortaklıklarının oluşturulmasında, firmalar arasında yatay ve dikey bütünleşme önem arz eder. OSB’ler içinde sürece katkı sağlamaları ve iç dinamiklerin daha verimli şekilde uygulamaya geçirilmesi ve milli değerlerin oluşturulmasında uygun yapılanmalardır.

 

Yabancı yatırımcılar, teknolojiyi de beraberinde getirdi.

 

Küresel gelişmeler ve teknoloji ağırlıklı üretimler dikkate alındığında sürdürülebilir kalkınmada teknolojik yatırımlar da kayda değer önem taşır. Bu nedenle Türkiye’de OSB uygulamalarında önemli adımlar atan Türkiye, teşvik etmek amacı ile ortaya koyduğu düzenlemelerle sadece yerli firmaların değil, yabancı menşeli firmaların da ilgisini çekmektedir. Yurt genelinde bu perspektifle oluşturulan OSB’lere, yabancı firmaların gelmeleri teknolojik yatırımları da beraberinde getirdi. Teknolojik yatırımların gelmesi ile birlikte maliyetlerin düşmesi ve karlılık artmasında artış sağlandı. Böylelikle kalkınmaya etki eden birçok faktör bir arada toplandı ve tasarrufların artırılmasına olumlu katkı sundu.

 

 

 

Organize Sanayi Bölgelerinde uygulanan teşvikler:

 

OSB’lerde faaliyet gösteren işletmeler için gelir ve kurumlar vergisine yönelik teşvikler 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Kanunu ile yeniden düzenlendi. Bu bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflere gelir vergisi, stopajı teşviki, sigorta primi işveren hissesi teşviki, bedelsiz yatırım yeri tahsisi ve enerji desteği sağlanıyor. Türkiye’de, 1913 yılından bu yana sistemli bir şekilde uygulanan teşvik tedbirleri, Cumhuriyet dönemi ile birlikte ekonomik gelişmelere paralel olarak büyük değişikliklere uğradı. Özellikle İzmir

İktisat Kongresi ile başlayan planlı ekonomik kalkınma hamlesi ve daha sonra

‘Kalkınma Planları’ ile süren dönemde sunulan destek ve teşviklerin miktarı devamlı artırıldı.

 

Süreç içinde OSB’lere yönelik devlet desteği arttı.

 

Söz konusu dönemler içinde sosyal, siyasal ve ekonomik yönde yaşanan değişimlerin kamu politikalarını kayda değer oranda etkilemesi sonucunda, teşvik uygulamaları hem içerik hem de şekil olarak önemli değişime uğradı. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, ekonomik kalkınmanın sağlanmasında ve kalkınmışlığın sürdürülmesinde devlet yardımları rol oynuyor. Gelişmekte olan ekonomilerin belirgin özellikleri içinde; tasarruf yetersizliği, dengesiz kaynak dağılımı ve ekonomik kalkınmayı sağlayacak beşeri ve fiziki sermaye yetersizliğinin çok yüksek olması bulunur. Ayrıca, yatırım ve kaynak kıtlığı, kurumsallaşma yetersizliği, bölgeler arası dengesizlik, işsizlik sorunu, doğal kaynaklardan yeterince yararlanılmaması, girişimcilerin eğitim ve denetim yetersizliği, yaşanılan ekonomik bunalımlar gibi nedenlerden dolayı çeşitli şekillerde gündeme gelmektedir. Devlet tarafından yapılan bu düzenlemeler ‘teşvikler’ olarak adlandırılır. Son yıllarda sadece Türkiye gibi gelişen ülkeler değil gelişmiş ülkelerde de OSB veya OSB benzeri yapılamaların sürekli teşvik edildiği görülüyor. Hatta bazı ülkelerde gelişmiş ülkelerin teşviki ve yardımı ile OSB’ler kuruldu. Örneğin Ürdün’deki OSB benzeri yerin dizayn edilmesi ve desteklenmesini USA ve İsrail’in yaptığı görülür.