Organize Sanayi Bölgeleri’nin oluşmasına zemin hazırlayan ilk örnek XIX. yüzyılın ilk yarısında Kuzey Amerika’da yer alan tekstil işletmelerinin bulunduğu yörede ortaya çıkmıştır. Sanayinin gelişmesi ile birlikte Kuzey Amerika’da faaliyete geçen bölgeler, diğer sanayi ülkelerinde endüstrinin kontrollü bir şekilde ülke geneline yaymak ve sanayi kuruluşlarının kent merkezlerinden uzaklaştırmak amacıyla geliştirildi. Sanayi ülkelerinde bir ihtiyaç dahilinde ortaya çıkan OSB’ler, gelişmekte olan ülkelerde ise ekonomik kalkınmanın teşvik edilmesi, bölgesel ekonomik dengesizliklerin giderilmesi ve sağlıklı kentleşme modellerinin oluşturulması amacıyla gündeme geldi. Dünya’da OSB uygulamaları konusunda başka ülkelerden örnekler de var.
İlk etapta kendiliğinden oluşan ve tekstil imalathanelerini fiziksel olarak bir araya toplayan uygulama, ABD’ de 1885 yılında hazırlanan bir raporda ‘Sanayi Bölgesi’ olarak tanımlandı. Raporda, sanayi bölgelerinin oluşturulmasının, endüstrinin gelişmesi açısından önemli bir araç olacağının altı çizildi. Organize Sanayi Bölgeleri ile ilgili olarak tarihte ilk bilinçli uygulamaya, 1896’da İngiltere’ nin Manchester kentinde kurulan ‘Trafford Park’ uygulaması ile rastlanır.
ABD’nin ilk OSB’leri: Central Manufacturing ve Clearing
ABD’de örneklerin yaygın hale gelmesi zaman almıştır. Ancak bu uygulamalar uzun soluklu ve ilerici bir anlayışla yavaş yavaş hayata geçirilmiştir. Uygulamada gösterilen bu titizlik başarılı sonuçları da beraberinde getirmiştir. Nitekim 1905 ve 1909 yılları arasında girişimciler, Chicago kentinde ‘Central Manufacturing’ ve ‘Clearing’ adını verdikleri iki sanayi bölgesini devreye almıştır. Tarihteki bu iki uygulama aynı zamanda, modern ve çağdaş sanayi bölgelerinin de ilk örneklerini oluşturur. Yukarıda da kısaca bahsettiğimiz üzere, bu uygulamaların amacı; sanayicilerin gelişmiş altyapıya sahip sanayi arsası ihtiyaçlarının karşılanması, verimin ve üretimin artırılmasıdır. Yani ABD’ deki ilk OSB uygulamaları, özel sektör tarafından kâr elde etmek amacıyla devreye alındı.
Öte yandan İkinci Dünya Savaşı ile birlikte OSB’ler bir devlet yatırımı olarak görülmeye başlandı. Bu doğrultuda OSB’ler, gelişmekte olan ülkelerde küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesine hizmet edecek şekilde düzenlendi. Fakat aynı yıllarda, daha geç sanayileşen veya gelişmekte olan ülkelerde OSB uygulamalarını görmek için 1950’li yıllara kadar beklemek gerekecekti. Dünya’da OSB uygulamaları ilk olarak Amerika’da kullanılmıştır.

Dünya’da OSB uygulamaları : İngiltere
OSB uygulamaları, İngiltere’de savaş sonrası işsizlik ve göç nedeniyle ortaya çıktı
Organize Sanayi Bölgesi konusunda İngiltere’deki uygulamalara bakacak olursak, burada amaç; geri kalmış bölgelerde işsizlikle mücadele etmekti. İngiltere’de ilk uygulamaların, Birinci Dünya Savaşı sonrasında yaygınlaştığı görülür. Büyük Dünya Bunalımı’nın İngiliz ekonomisi üzerindeki etkisinin yakıcı şekilde hissedildiği 1929 yılında, krizden en çok etkilenen kömür, çelik ve gemi inşa sanayileri alanında işsiz kalan işçiler, gelişmiş sanayi merkezlerine doğru hareket etmeye başladı. Söz konusu dönemde belli bölgelerde yaşanan şiddetli göç dalgası nedeniyle aşırı nüfus kaybının önlenmesi amacıyla 1936 yılında İngiliz devleti ‘Özel Gelişme Alanları ve İlerleme Yasası’nı çıkardı. Söz konusu yasa ile alınan önlemler çerçevesinde 1936 ve 1938 yılları arasında İskoçya ve Galler’ de altı adet Organize Sanayi Bölgesi kuruldu.
İngiltere, yasalarla OSB çalışmalarını sistematik devlet politikasına dönüştürdü
Tıpkı ABD’ de olduğu gibi İngiltere’de OSB çalışmaları yüksek öngörü ve ilerici bir anlayışla hayata geçirildi. Öyle ki, İkinci Dünya Savaşı sonrasında belli yörelerde sanayi patlaması olabileceği düşünen devlet, büyük kent merkezlerine ve sanayi alanlarına olabilecek yönelmeye karşı yeni ekonomi politikaları belirlemiştir. Bu amaçla 1945 yılında ‘Sanayinin Dağılımı Yasası’ çıkarmıştır. Bu düzenleme ile İngiltere, sanayi kuruluşlarının coğrafî dağılımını düzenlemeyi hedefliyordu. Böylece gelişme alanı olarak belirlenen bölgelerde, yeni sanayilerin gelişmesi için proje finansmanını üstelenen devlet, söz konusu alanların gelişimini destekleyici bir rol üstlendi. Ayrıca ‘Kent ve Kasaba Planlama Yasası’ nı çıkan İngiltere devleti, yerel planlama örgütlerine sanayi bölgesi kurma hakkı tanımış oldu. Uygulama ile devlet, sanayiyi belirlenen yerleşim alanlarına özendirmek suretiyle, az gelişmiş yörelerin sanayileşme perspektifi ile geliştirilmesi için birkaç aracı birlikte kullanma olanağına kavuştu. İngiltere, bu alanda çıkardığı yeni yasa ve düzenlemelerle uzun yıllar başarılı bir sanayileşme politikası yürüttü. İkinci Dünya Savaşı sonrasında İngiltere’de yaygınlaşan Organize Sanayi Bölgeleri ile bir yandan geri kalmış yörelerde yeni sanayi merkezleri oluşturulurken diğer yandan büyük kentlerde sanayinin kent dışında geliştirilmesinin önü açılmış oldu.
Tekrar ABD’ deki OSB uygulamalarına baktığımızda; OSB’lerin buradaki özgün adının ‘Sanayi Parkı’ olduğunu öğreniyoruz. Sanayi Parklarının temel amacı; kapsamlı bir plan çerçevesinde belli bir alanın geliştirilmesi ve alt bölümlere ayrılıp sanayi yerleşimlerine aktarılmasıdır. Uygulama kapsamında; çeşitli hizmetlerden, iş ilişkilerinden, ulaşım ve finansman kolaylıklarından ve eğitimli insan gücünün dışsal ekonomiler yaratmak suretiyle, sanayilerin büyük kentlerde toplanması hedeflenmiştir. Ayrıca pazara, işgücüne ve hammaddeye yakın küçük kentlerin de sanayi için cazip hale getirilmesi amaçlanmıştır. Dünya’da OSB uygulamalarında ABD rol model olmuştur.
Hindistan, OSB’lerle küçük işletmeleri ekonominin çekirdeği haline getirdi
ABD ve İngiltere’nin dışında dikkatle incelenmesi gereken bir diğer ülke ise, Hindistan’dır. Son yıllarda ekonomik anlamda önemli ölçüde büyüme kaydeden Hindistan ekonomisinde küçük ölçekli sanayi işletmeleri belirleyici olmuştur. Söz konusu küçük işletmelerin yetersiz sermaye kaynakları, teknolojik anlamda gelişmiş makinelere ilişkin bilgi eksikliği, üretim ve pazarlama yöntemlerinin yetersizliği ve nitelikli işgücü yetersizliği gibi ciddi sorunlarla boğuştuğu tahmin edilebilir bir gerçekliktir. Küçük ölçekli işletmelerin kendi varlıklarını koruyabilmeleri bakımından gerekli olan rekabet gücünü kazanabilmeleri ve içinde bulundukları sorunların çözümü konusunda devlet yardımıyla desteklenmeleri elzem hale geldi. Hindistan’da küçük ölçekli işletmelere verilen devlet desteği; finansman desteği ve sanayi bölgelerinin kurulması şeklinde oldu. Hindistan’ da konunun bir başka önemli yanı ise, küçük işletmelerin aynı zamanda ekonomik gelişmenin temel yapı taşı olarak görülmesi ve tüm planların bu hareket noktası üzerinden şekillenmesidir. Dünya’da OSB uygulamaları konusunda önemli bir örnektir.
Peki, Organize Sanayi Bölgeleri uygulaması Hindistan’a neler kazandırdı? Birçok sorunla boğuşan küçük ölçekli işletmelerin çalışma koşullarının iyileştirilmesine, verimliliğin artırılmasına, küçük işletmelerin kendi aralarındaki yatay ve dikey olarak gelişmelerine, kendi dışsal ekonomilerden yararlanmalarına, kooperatifçilik ruhunun gelişmesine sebep oldu. Ayrıca sanayideki düzensizliğin belli bir disiplin altına almasında etkili olan OSB uygulamaları ile Hindistan’da dağınık ve zayıf durumda olan işletmeler, ülke ekonomisinin ayağa kalkmasında etkili birer özne oldu. Sanayinin gelişmesine doğru yön verilmesinin, ekonomik olarak az gelişmiş yörelerde özellikle kırsal alanlarda sanayinin gelişmesinde belirleyici olacağını öngören Hindistan yönetimi, bu uygulamalarla küresel ekonomi içinde zamanla bugünkü konumuna ulaşmıştır. Dünya’da OSB uygulamaları konusunda başka makaleler de yazacak, bu konuda sizi bilgilendirmeye devam edeceğiz.
OSB nedir? yazımızı okudunuz mu?
Etiket : Dünya’da OSB uygulamaları