Katma değerli üretime dönme çabası OSB’lerin yeni hedefini oluşturuyor. Türkiye, OSB’ler ve ardından serbest bölgelerle gelişen 50 yılı aşkın organize üretim deneyiminden sonra artık hem kendi ihtiyaçları hem de global pazardaki değişim nedeniyle yeni bir dönemecin eşiğine geldi. İlk OSB deneyimini 1962 yılında alınan kararla yaşayan ve bugüne kadar geleneksel üretim teknikleri ile teknoloji ithal eden bir yapıda ilerleyen OSB’ler, küresel rekabetin bir parçası olmak için artık katma değerli üretime ağırlık vermek zorunda. Günümüzde teknolojiyi ithal edenin değil teknolojiyi üretip, satan ve bunu üretim tekniklerine uygulayan bölgelerin ayakta kalabileceği sıklıkla dile getiriliyor. Üretim üslerinin rekabette ucuz işgücü ile öne çıkmak yerine teknoloji ile bütünleşik bitmiş ürün imal etmek istemesi ise OSB’lerin yeni dönem hedefinin ana parçasını oluşturuyor. Organize Sanayi bölgelerinin yeni hedefi konusunda bilgiler verelim.
Organize Sanayi Bölgelerinin Yeni Hedefi
Bugüne kadar istisnai bölgeler hariç yarı mamul ve yedek parça ağırlıklı üretim yapan ancak Türkiye’deki sanayi iş gücünün yüzde 34’ünü çatısı altında toplayan OSB’ler için yeni dönüşüm hareketinin katma değerli üretimle gerçekleşebileceğine dikkat çeken uzmanlar, bu noktada devlet, üniversite ve sanayi işbirliğinin önemine vurgu yapıyor. 2000’li yılların başında rekabette öne çıkmak için temel argüman olarak gösterilen ucuz işgücü kavramının tek başına rekabet için yeterli olmayacağına dikkat çeken uzmanlar, 50 yılı aşkın sürede birçok krizle boğuşan ancak buna rağmen üretmekten vazgeçmeyen Türkiye’nin üretim üslerinin, birliktelik temelinde ilerleyeceğinin altını çiziyor.

Gelişimin anahtarını birliktelik oluşturuyor
Ford Motor Company’nin kurucusu Henry Ford, “Bir araya gelmek, bir başlangıçtır. Bir arada bulunmak, bir gelişmedir. Beraber çalışabilmek ise başarıdır.” sözleriyle entegre bir üretim tesisinin temel dinamiğini tarif ediyor. Bu yaklaşıma göre başarının anahtarı birliktelikten geçiyor. Farklı bir ifadeyle sorumlulukların eşit paylaşımı ve iş yükünün herkese aynı oranda dağıtılması yaratıcılık sorununun da azalması anlamına geliyor. Bu özlü sözü Türkiye’nin gerçekleri üzerinden değerlendirdiğimizde ise OSB’lerin aslında birçok sorunla uğraştığını söyleyebiliriz. Girdi maliyetlerini olumsuz etkileyen yükler, düşük teknoloji odaklı geleneksel üretim teknikleri, hammadde bakımından dışa bağımlı olunması, orta yüksek ve yüksek teknoloji üretimi için ihtiyaç duyulan finansal destek, yeni genişleme sahalarının kıtlığı, yoğun bürokrasi ve yerel yönetimin vizyonu üretim üslerindeki sorunların sadece bir kaçını oluşturuyor. Pek tabi bu durum; komplike bir karmaşa ve üretimden başka her şeyi düşünen bir sonucun doğmasını beraberinde getiriyor.
“Bir şeyi basit anlatmak, meseleyi iyi anlamaktır” sözü, belki de son yıllarda Türkiye’deki üretim üslerinin içinde bulunduğu durumu ortaya koyuyor. Sıkıntılarını gerek yerel yönetimler gerekse devlet kanalına yıllardır anlatarak, bir sonuç almaya çalışan üretim üsleri, orta vadeli dönemden oldukça umutlu gözüküyor. Artık Türkiye’de katma değerli üretime dönme noktasında bir çabanın hissedildiğine dikkat çeken bölge yönetimleri; kümelenme çalışmaları, son beş yılda birbiri ardına açılan teknoloji bölgeleri, kalifiye eleman noktasında sayıları hızla artan meslek okulları ile bir değişim hareketinin başladığı görüşünde birleşiyor.
70 yeni OSB hedefi umutları artırıyor
Öte yandan, hükümetin sanayinin durumuna ilişkin bakış açısını sunan ‘Üretim Reform Paketi’ de bölgelerin katma değerli üretime evrilme çabasının desteklendiğini gösteriyor. Yine, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2023 yılına kadar 70 yeni OSB ve 1 milyon istihdam hedefi teknolojide uzmanlaşmış bölgelerin kurulması beklentilerini artırıyor.
Türkiye’deki sanayi yapılanmasının birliktelikle ilerleyebileceği, sanayici ve üniversiteler dışında devletin de birliktelik sinerjisi oluşturma çabasına alacağı kararlarla destek vermesi gerektiği görüşünü destekleyen pakette yer alan kararlar, OSB’lerin yeni yatırımlar için umutlanmasını sağlıyor. Son olarak Henry Ford, “Benim sıfırdan başladığımı söylüyorsunuz, ama bu doğru değil. Hepimiz eldekilerle başlarız. Farkı yaratan bunları nasıl kullandığımızdır.” sözü Türkiye’deki OSB’ler, ihtisas OSB’ler ve serbest bölgelerin yeni yol haritasının tarifini yapıyor aslında. Bu zamana kadar biriktirdiklerimizi bir deneyim olarak görmek ve bu deneyimleri nasıl kullanacağımıza karar vermek, hem devlet hem de üretici için katma değerli üretim sürecinin nasıl şekilleneceğini belirleyecek.
Etiket : Organize Sanayi Bölgelerinin Yeni Hedefi
Bunlarla da İlgilenebilirsiniz
OSB Nedir?
Üretim üssü Avrasya OSB
Türkiye’de rakamlarla OSB
OSBÜK