Dünyada sanayileşmenin, İkinci Dünya savaşı ile birlikte ön plana çıktığı görülmektedir. İkinci Dünya Savaşının verdiği kayıpları örtmek isteyen ülkeler sanayileşme yolunu tercih etmişlerdir. Türkiye’de de özellikle tek parti iktidarının son bulduğu yani 1950 senesinden sonrası olan vakitte sanayileşme alanında ciddi adımlar atılmıştır. Ekonomide liberal ve dışa açık tutum ile beraber dünya genelindeki sanayi modellerinden yola çıkarak kendi içimizde sanayi alanında çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Tarımda makineleşmeye geçilip sanayilerin önemi bir kat daha göz önüne getirilmektedir. Organize Sanayi Bölgesi, kısaca OSB hem birim zamandan tasarruf hem de kısa vadede çok iş yapabilme imkanı ortaya çıkabilmektedir.
Organize Sanayi Bölgeleri
Sanayileşme alanındaki hızlı çalışmalar bu yönde büyümeyi beraberinde getirmektedir. Sanayinin müsait olan yerlerde gerçekleştirilmesini sağlamak, düzensiz sanayileşmeyi ve çevresel problemleri önlemek, kaynakları doğru kullanmak, teknolojiden en uygun ve müsait şekilde faydalanmak, sanayinin belirli planlar doğrultusunda gerçekleşmesini sağlamak amacıyla sınırları belirlenmiş arazilerde imar ve iskan planlarına uygun olarak ihtiyaç duyulan toplumsal, yönetimsel, teknik alt yapı ile imalat, ithalat ve ihracat alanları, teknoloji ve araştırma geliştirme çalışmalarının düzenli bir şekilde kanunlara uygun olarak yapılmak şartıyla oluşan mal ve hizmet üretim alanları organize sanayi bölgesi adını almaktadır.
Organize Sanayi Bölgeleri Sonucunda Ortaya Çıkanlar
Ülkemizde en büyük organize sanayi bölgeleri İstanbul, Gaziantep ve Ankara da yer almaktadır. Organize sanayi bölgelerinin olduğu yerler sınai üretimin merkezi halini almaktadır. Kalifiye iş gücü ihtiyacı buralardan sağlanmaktadır. Enerji üretim ve dağıtımını gerçekleştiren ana kurumlar konumuna gelmektedir. Belediye hizmetlerinin bulunan mahalde düzenli bir şekilde işlemesinde önemli bir faktördür. Her organize sanayi bölgesi ekonomik bakımından birbiriyle aynı olmamaktadır. Bu bölgeler içinde bulunan kurumların niteliğine, işlevselliğine ve buna benzer sebepler dolayısıyla vergi şekli konusunda ortak bir nokta bulunmamaktadır. Barındırdığı iş gücü potansiyeli sebebiyle ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır.